Gülsen Solaker
2023 yılının büyük bir bölümünü 14 Mayıs genel seçimi öncesi ve sonrasındaki gelişmeler ve tartışmalar şekillendirirken, 2024 yılında da Mart’taki yerel seçim sonuçları hem yılın geri kalanı hem de sonraki seçime kadar geçecek zaman için belirleyici ve yön verici olacak.
2019’da yapılan son yerel seçimde muhalefet partileri AKP ve MHP karşısında iş birliği yaparak, Ankara ve İstanbul dahil bazı büyük şehirleri kazanmayı başarmış, bu sonuçlar 14 Mayıs seçimine giderken muhalefete umut vermişti. Ancak bu yerel seçim öncesi 2019’dan farklı olarak muhalefet arasında bir iş birliği oluşturulamadı ve seçimlere üç ay kala 2019’dakine benzer bir model kurulması zor görülüyor.
Yerel seçim sonrası “siyasi kartel tehlikesi” mi var?
31 Mart 2024’te yapılacak olan yerel seçim sadece il ve ilçelerdeki belediyelerin başına kimlerin geçeceğinin belirlenmesi için değil genel olarak iç siyasetin ve siyasi partilerin yollarına nasıl devam edeceği açısından önemli olacak.
Siyaset bilimci İbrahim Uslu yerel seçimdeki sonuçların muhalefetin rekabet gücü kalıp kalmayacağını göstermesi açısından önemli olacağını söyleyerek, “Yerel seçimde alınacak sonuca göre Türkiye uzun zamandır yaptığı yolculuğu sonlandırabilir ve tamamen bir siyasi kartel kurulabilir. Cumhur İttifakı bir siyasi kartele dönüşebilir” diyor.
Yerel seçimlerde büyükşehirlerin kaybedilmesi zaten iktidarda olan ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile büyük bir gücü elinde toplayan Cumhur İttifakı için muhalefet kadar yaralayıcı olmayabilir. Genel seçimde adayını seçtirmek için Millet İttifakı’nı kuran ancak alınan kötü sonuç sonrasında dağılan muhalefet yerel seçimdeki bir başarısızlık durumunda ikinci bir darbe daha almış olacak.
Sabancı Üniversitesi’nden Berk Esen’e göre de yerel seçimlerden bütün muhalefet partilerinin kaybettiği ama CHP ile DEM’in güçlü toplumsal tabanları ile ayakta kaldığı, İYİ Parti’nin ise kötü bir şekilde sallandığı bir durum ortaya çıkabilir.
İktidar yoluna nasıl devam eder, baskıyı artırır mı?
Yerel seçimin ardından başka bir gelişme olmaması ya da erkene çekilmemesi durumunda Türkiye’nin önünde 2028 Mayıs’ına kadar bir seçim yok.
Bu durum iktidara istediği politikaları hayata geçirmesinde en az dört yıl kazandırırken, diğer yandan yerel seçimlerde 2019 benzeri bir durumun ortaya çıkması yani büyükşehirlerin iktidar tarafından kaybedilmesi ise muhalefete yeni bir ivme katabilir.
Ancak Esen, Cumhur İttifakı’nın yerel seçim için kendi arasında çeşitli ortaklık modellerine giderken, muhalefetin ise bölündüğüne dikkat çekerek, şunları söylüyor:
“Seçimli otoriter bir rejime sahip olan Türkiye’de şu anda iktidar kamu kaynaklarını, bürokrasiyi, hatta yargıyı bir şekilde kullanarak muhalefeti zayıflatmaya çalışıyor. Bu tarz rejimlerde normalde muhalefet partileri iktidara seçim kaybettirmeye ve bunun için ortak hareket etmeye çalışırken ilginç şekilde 2024 yerel seçimlerinde sanki CHP iktidardaymış gibi bir hava oluşmaya başladı.”
Esen, kendi içindeki bölünmüşlüğünün muhalefete yerel seçimlerde önemli kayıplar yaşatabileceğini ve bunun da muhalefet partileri için çeşitli sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.
Anayasa değişikliği ile 50+1 gündeme gelir mi?
Yerel seçimlerin ardından iç siyaset için merak edilen bir başka tartışma konusu da iktidarın anayasa değişikliği ve cumhurbaşkanlığı seçimindeki 50+1 oy sistemi ile iki dönem sistemini değiştirmek için hemen harekete geçip geçmeyeceği olacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz haftalarda yeni anayasa için çağrı yapmış ve kendi getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yer alan “yüzde 50+1” formülünden şikâyet etmişti. Erdoğan, “Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil” demişti.
Ancak İttifak ortağı MHP bu şekilde düşünmüyor ve 50+1’i bu sistemin temel taşlarından biri olarak görüyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu konuda “Milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, muhtar seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanını seçiyoruz. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz” diyerek itirazını ortaya koymuştu.
Esen, iktidarın yerel seçimde iyi bir sonuç elde etmesi durumunda uzun bir süre artık seçime gidilmeyeceği için büyük ihtimalle sistemdeki eksikleri kapatmaya çalışacağını söyleyerek, öngörülerini şöyle aktarıyor:
“Erdoğan belki kendisinden sonra da varlığını sürdürecek bir yapıyı oluşturmaya çalışacak. Ayrıca ekonomik durgunluğu aşacak şekilde tekrardan piyasaların hoşuna gidecek ama seçmenlerin kabul etmekte zorlanacağı kararları alabilir. Yakın zamanda seçim olmayacağı için bu kararları daha rahatlıkla alacaktır.”
2024 yılı içinde şimdilik MHP’nin itirazıyla kapanmış görünen bu tartışmaların yeniden açılıp açılmayacağı hem seçim sisteminin değişmesi ihtimali hem de Cumhur İttifakı’nın geleceği açısından önemli görülüyor. Ancak bu konunun yeniden açılması Ankara kulislerinde 2024 için beklenmiyor.
Esen, iktidarın yerel seçim sonrası daha baskıcı bir yapıya bürünme ihtimalini ise yüksek görmediğini de söyleyerek, bunu şöyle açıklıyor:
“Muhalefetin zayıfladığı bir ortamda iktidarın şu anki seviyenin üstünde bir baskı politikasına yöneleceğini düşünmüyorum. Ama eğer sert bazı ekonomik hamleler yapılır ve sokağı karıştırırsa belki o zaman protesto eylemlerini polisle engelleme gibi yöntemlere başvurulabilir. Mevcudun üstüne çıkan bir baskı ortamı kısa vadede beklemiyorum. Ama tabii rejimin otoriter yapısı aynen hatta daha da güçlenerek devam edecektir.”
CHP’de yeni yılda hangi gelişmeler olabilir?
Genel seçimlerdeki başarısız sonuçların ardından yaz aylarını tartışmalar ve kurultay hazırlıkları ile geçiren CHP yerel seçimlere yeni bir yönetim ile girecek. 14 Mayıs seçim sonucu parti yönetimini değiştirirken, yerel seçim de CHP için yine kritik olacak.
Esen, 2024 yerel seçimlerinin CHP’nin AKP dönemindeki en zorlu, en sıkıntılı seçimlerinden biri olacağını belirterek, seçimde alınacak sonuçlara göre CHP içinde farklı gelişme veya tartışmaların yaşanabileceğini ancak olağanüstü bir kurultay beklemediğini belirtiyor.
Kulislerde ise konuşulan ihtimallerden biri ise yerel seçimlerden Genel Başkan Özgür Özel’in başarısız çıkması durumunda ertesi gün kurultay tartışmalarının başlayabileceği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun genel başkan olmak isteyebileceği yönünde.
Seçimlerde İstanbul’da alınacak sonucun hem CHP hem de İmamoğlu’nun siyasi geleceği açısından önemine işaret eden Esen, İmamoğlu’nun kazandığı bir ortamda Cumhurbaşkanı adaylığının önünün açılacağını ve partideki etkinliğinin çok artacağını belirtiyor. CHP’nin çoğu belediyesini koruduğu ama İmamoğlu’nun başkanlığı kaybettiği bir durumda bu kez Özel’in daha güçlenebileceğini söyleyen Esen, olasılık hesaplarını şöyle anlatıyor:
“CHP’nin kötü sonuç alıp İmamoğlu’nun iyi sonuç aldığı; CHP’nin de İmamoğlu’nun da kötü sonuç aldığı; ikisinin de iyi sonuç aldığı ve İmamoğlu’nun kötü sonuç alıp CHP’nin ülke genelinde daha iyi sonuç aldığı gibi farklı senaryolar var. Her senaryoda hem Özel’in genel başkanlıktaki etkinliği ve partiyi kontrol edebilme kapasitesi, hem de İmamoğlu’nun parti içindeki pozisyonu ve tabii Türkiye siyaseti içindeki rolü değişecektir.”
Bu arada CHP’nin yerel seçimlerden 2019’un gerisine düşmesi durumunda şu anda arka planda bekleyen eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve taraftarlarının ne yapacağı da 2024 içinde ilgiyle takip edilecek.
2024 için siyasi dinamikleri değiştirebilecek bir başka etken de İmamoğlu için yargıda alınabilecek bir karar olarak görülüyor. İmamoğlu hakkında Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde ihaleye fesat karıştırılma iddiası ile süren süreçte 31 Nisan’da yeni duruşma var. İmamoğlu’nun “ahmak davası” ise halen istinafta.
İYİ Parti yoluna nasıl devam eder?
Yerel seçimlere kendi adaylarıyla girme kararı alan ve bu nedenle CHP ile ittifak yapılması gerektiğini savunan isimlerin ardı ardına ayrıldığı İYİ Parti için de yerel seçimler ve ardından izlenecek politikalar partinin geleceği açısından önemli olacak.
Siyaset bilimci Esen, İYİ Parti açısından ortada diğer partilere kıyasla daha belirsiz bir durum bulunduğunu ve son gelişmelerin partiyi yerel seçimler sonrasında bölünmeye kadar götürebileceğini belirtiyor.
Ankara kulislerinde konuşulanlar ise TBMM’de son ayrılanların ardından 38’e düşen milletvekili sayısı ile grubunu devam ettiren İYİ Parti’nin yerel seçim sonrasında bu şekilde genel olarak MHP’nin yaptığı gibi çok büyümeden ama etkili olmaya çalışarak devam edebileceği şeklinde.
İYİ Parti’nin kurulduğu sırada hem CHP’den hem de AKP-MHP’den oy alabilme avantajına sahip olduğunu ancak bu durumun parti zayıflamaya başlayınca tam tersine dezavantaja dönüşebileceğini söyleyen Esen, İYİ Parti’nin seçmenlerini bu iki kesime kaptırma riski ile karşı karşıya olduğunu kaydediyor.
Son genel seçimde İYİ Parti herhangi bir büyükşehirde ilk iki parti arasında yer alamazken, beklediği oyun da altına düşmüştü.
Esen, yerel seçimlerde genel seçimden farklı olarak sadece birinci olanın kazandığına dikkat çekerek, “Bu nedenle oy dağılımı daha çok ilk iki parti lehine gelişecek ve bu da bazı bölgelerde AKP/MHP, bazılarında DEM Parti, başka bazı bölgelerde ise CHP lehine olacak” saptamasında bulunuyor.
DEM Parti kiminle müzakere edecek?
Peki genel seçimlerde aldığı sonucun ardından hem yönetim kadrosunu hem ismini hem de stratejisini değiştiren DEM Parti’yi yeni yılda neler bekliyor?
Son Parti Meclisi toplantısında DEM Parti eskiden aldığı kendi adaylarıyla yerel seçime girme kararını tekrarlamasının yanı sıra diğer siyasi partilerle müzakerelere açık olduğunun da işaretini vermişti.
Şimdi gözler DEM Parti’nin yerel seçimlere kadar bu müzakereleri kimlerle ve nasıl sürdüreceğine çevrildi.
Öte yandan Irak’ta 12 askerin hayatını kaybetmesine yol açan terör saldırısı DEM Parti üstündeki baskıyı 2024 içinde daha da artırabilir. MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti’nin 57 milletvekilinin maaşlarının ve partiye hazine yardımının kesilmesini istemişti.